22:00 – Otobüsle Manisa’dan hareket.

Erken saatlerde, pasaport ve gümrük işlemlerini tamamlayarak Kırklareli Dereköy Sınır Kapısı’ndan BULGARİSTAN’a geçiyoruz. Yolumuza devam ederek anakaraya dar bir geçit ile bağlı olan bir yarımada üzerine kurulu, 1983 yılında UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesine girmiş, tarihi ve şirin sahil kasabası NESSEBAR'ı varıyoruz. Burada kahvaltı için 1 saat serbest zaman veriyoruz. Daha sonra Bizans Dönemi’nden kalma Kiliseleri, yarımada üzerinde yer alan ve 18-19.y.y. Bulgar Rönesansı döneminde inşa edilen tarihi Bulgar Evlerini görüyoruz. Buradaki turumuzu tamamladıktan sonra  yaklaşık 2 saatlik bir yolculukla BULGARİSTAN’ın en büyük üçüncü şehri ve Karadeniz’in incisi olarak adlandırılan VARNA‘ya ulaşıyoruz. VARNA’da Roma Hamamı, Arkeoloji Kompleksi, Bazilika ve Katedral görülecek yerler arasındadır. Kulüpleri, barları, kafeleri ve restoranlarıyla ünlü olan kordonda akşam yemeği için serbest zaman veriyoruz. Daha sonra Konaklayacağımız Bükreş ‘teki otelimize doğru yola çıkıyoruz.

Parlamenter Sarayı (Palatul Parlamentului): Dünyanın en büyük ikinci idari binasını gezerek, Bükreş’in ihtişamlı mimarisine hayran kalıyoruz. Fotoğraf molası ve kısa açıklamalar ile turumuzu başlatıyoruz.Unirii Meydanı ve Calea Victoriei: Şehrin en işlek meydanı ve tarihi bulvarı üzerinde yürüyüş yapıyoruz. Kafeler, mağazalar ve tarihi yapılar eşliğinde şehrin canlı atmosferini deneyimliyoruz.Eski Şehir (Lipscani): Dar sokaklar, renkli kafeler ve barok yapılar arasında gezerek, Bükreş’in tarihi dokusunu keşfediyoruz. Serbest zaman ile alışveriş veya fotoğraf molaları veriyoruz.Stavropoleos Manastırı: Küçük ama etkileyici bu Ortodoks manastırını ziyaret ederek, tarihi ve dini bir dokunuş kazanıyoruz.

Bükreş’te günümüze, doğa ve kültür dolu bir tur ile başlıyoruz. İlk olarak Herastrau Parkı (King Michael I Park)’ta göl kenarında keyifli bir yürüyüş yapıyor, parkın huzurlu atmosferinde kısa bir kahve molası veriyoruz. Ardından, açık hava müzesi olan Köy Müzesi (Muzeul Satului)’nu ziyaret ediyoruz; burada geleneksel Romen evlerini ve köy yaşamını keşfederken fotoğraf molaları ile gezimizi daha keyifli hâle getiriyoruz. Turumuzu, şehrin simgelerinden biri olan Zafer Takı (Arcul de Triumf)’ta durarak tamamlıyoruz; burada fotoğraf molası veriyor ve Bükreş’in tarihi dokusunu yakından deneyimliyoruz.

İlk olarak, Sinaia kasabasında bulunan ve Avrupa’nın en güzel şatolarından biri olarak kabul edilen Peleș Şatosu’nu ziyaret ediyoruz; görkemli mimarisi ve zarif iç dekorasyonuyla tarihe yolculuk yapıyoruz. Daha sonra, efsanevi Drakula hikâyesiyle ünlü olan Bran Şatosu (Drakula Şatosu)’na geçiyoruz; gotik yapısı ve mistik havası ile unutulmaz bir deneyim yaşıyoruz. Günümüzü, Orta Çağ havasını hâlâ koruyan Brașov Şehri’ni gezerek tamamlıyoruz; dar sokaklarında yürüyüş yapıyor, tarihi meydanları keşfediyor ve Transilvanya’nın büyüleyici kasaba atmosferini hissediyoruz.

Günün ilk durağı olarak, Slănic Tuz Madeni’ni ziyaret ediyoruz; Avrupa’nın en büyük tuz madenlerinden biri olan bu eşsiz mekânda, yer altı gölleri, galeriler ve tuzdan yapılmış heykelleri keşfederek büyüleyici bir deneyim yaşıyoruz. Ardından, Orta Çağ havasını hâlâ koruyan Voivode Princely Court ve Chindia Tower’ı geziyoruz; kısa ama kültürel bir ziyaretle tarih ve mimarinin iç içe geçtiği bu mekanlarda geçmişe yolculuk yapıyoruz.

Dönüş yolculuğumuz sırasında, Bulgaristan’ın tarihi şehirlerinden Plovdiv’i ziyaret ediyoruz. Burada, Eski Şehir bölgesinde serbest zaman veriyor, dilediğiniz gibi alışveriş yapma ve sokakları keşfetme imkânı sunuyoruz. Plovdiv gezisinin ardından akşam saatlerinde Türkiye’ye doğru hareket ediyoruz. Ertesi sabah saat 08:00 civarında Manisa’ya vararak turumuzu sonlandırıyoruz.